Tüm dünyayı etkisi altına alan Corona Virüs (COVID-19) pandemisi, iş dünyasında köklü değişikliklere neden olmuş ve birçok sektörde yeni düzenlerin ortaya çıkmasına yol açmıştır. Bu süreç, marka yönetimi ve iletişim stratejilerinde önemli değişikliklere neden olmuştur. Pandeminin getirdiği belirsizlikler ve zorluklar, markaların toplumsal sorunlarla ve kamu sağlığı gibi kritik konularla daha yakından ilgilenmelerini zorunlu kılmıştır.
Marka yönetimi, bu dönemde daha fazla dikkat ve özen gerektiren bir alan haline gelmiştir. Markaların toplumsal sorumluluklarını yerine getirmeleri, kriz dönemlerinde topluma destek sunmaları ve iletişim stratejilerini bu doğrultuda şekillendirmeleri büyük önem taşımaktadır. Pandeminin etkileriyle başa çıkmak, markaların sadece ekonomik başarılarıyla değil, aynı zamanda sosyal sorumluluklarıyla da ilgili olduğunu göstermektedir.
Pandemi Sürecinde Marka Yönetimi Nasıl Olmalı?
Pandemi süreci, markaların iş yapış biçimlerini köklü bir şekilde değiştirmiştir. Bu dönemde etkili bir marka yönetimi sağlamak için atılması gereken ilk adımlardan biri, müşterilere kolaylık sunacak şekilde hareket etmektir. Markaların, müşteri beklentilerini karşılamak ve onların güvenini kazanmak adına izlemeleri gereken çeşitli stratejiler bulunmaktadır.
İlk olarak, markaların kurumsal hizmet ve müşteri hizmetleri süreçlerini açık ve net bir şekilde belirlemeleri gerekmektedir. Müşterilere, markanın pandemi sürecindeki yaklaşımını, hizmetlerdeki değişiklikleri, ve soru-cevap yöntemleriyle nasıl geri dönüş sağlayacaklarını detaylı bir biçimde açıklamalıdırlar. Bu bilgilerin şeffaf bir şekilde paylaşılması, müşteri güvenini pekiştirecek ve markanın profesyonel imajını güçlendirecektir.
Hacim olarak büyük ölçekli markaların özellikle hizmet süreçleriyle ilgili bilgileri detaylı ve güvenilir bir şekilde sunmaları kritik öneme sahiptir. Müşterilere yönelik bilgilendirmelerin, markanın kurumsal web sitesi ve sosyal medya hesapları üzerinden yapılması, iletişimin etkinliğini artıracaktır. Bu platformlar, müşterilere hızlı ve doğru bilgi akışı sağlamak için ideal kanallardır.
Marka yönetimi kavramı, her kriz sürecinde uygun çözümler üretmeyi ve müşteri memnuniyetini asla geri plana atmamayı ifade eder. Pandemi gibi olağanüstü durumlarda, müşteri memnuniyetini ön planda tutmak, markanın sürdürülebilirliğini ve itibarını korumak açısından büyük önem taşır. Bu süreçte, markaların esnek ve etkili stratejiler geliştirmeleri, hem mevcut müşterilerini memnun etmelerine hem de yeni müşteriler kazanmalarına yardımcı olacaktır.
Marka Yönetimi İçin Neler Yapılmalı?
Kriz yönetiminde hızlı ve etkili reaksiyon gösteren markalar, genellikle krizlerin üstesinden gelme konusunda daha başarılı olurlar ve bu süreçte öne çıkarlar. Özellikle pandemi gibi olağanüstü durumlarda, markaların hızlı bir şekilde harekete geçmesi ve somut adımlar atması, marka yönetimi sürecinin en kritik unsurlarından biridir. Bu dönemde, sağlık her şeyden önce gelmektedir ve bu anlayış, markaların kriz yönetiminde odaklanması gereken temel noktadır.
Pandemi sürecinde, sağlık ve güvenlik önlemleri en öncelikli konu haline gelmiştir. Markaların, çalışanlarının ve müşterilerinin sağlığını korumak adına proaktif tedbirler alması, kriz yönetiminin ayrılmaz bir parçasıdır. Bu bağlamda, markaların iş yerlerinde uyguladıkları sağlık ve güvenlik protokollerini açıkça paylaşmaları, prosedürlere uygun olarak organize ettikleri çalışma alanlarını gösterebilmeleri büyük önem taşır. Müşterilere bu tedbirlerin alındığını ve çalışma ortamlarının standartlara uygun hale getirildiğini göstermek, markanın sorumluluk sahibi olduğunu ve kriz durumlarında güvenilir bir partner olduğunu ortaya koyar.
Markaların, kriz dönemlerinde aldıkları bu tür tedbirleri ve uyguladıkları sağlık önlemlerini düzenli olarak güncellemeleri ve şeffaf bir şekilde iletişim kurmaları, müşteri güvenini pekiştirecek ve marka imajını güçlendirecektir. Bu süreçte, hem iç hem de dış paydaşlara yönelik açık ve etkili bir iletişim stratejisi geliştirmek, markaların kriz yönetimindeki başarısını artıracaktır. Sağlık ve güvenlik konularında yapılan yatırımlar, markanın sadece kriz dönemlerinde değil, uzun vadede de güçlü ve güvenilir bir imaj yaratmasını sağlar.
Markaların Önceliği ‘Hijyen’
‘Hijyen’ bu dönemde tüketicinin en dikkate aldığı unsurlardan biridir. Marka yönetimi planlaması yapılırken sağlık ve hijyen temelinde ürün ve hizmet süreçlerinin gözden geçirilmesi ve buna yönelik iyileştirmeler sağlanması çok önemlidir. Yapılan iyileştirmelerin de ilgili çevrimiçi kanallarda müşteriye taşınması önemli bir etki yaratacaktır. Bu konuya yönelik herhangi bir eylemde bulunulmaması olumsuz durumlara sebebiyet verebilmektedir. İnsanlık adına olağanüstü bir dönemden geçtiğimiz şu günlerde iletişim süreçleri oldukça zor ilerlemektedir. Bu dönemde markalar tarafından yapılacak aksiyonların olumlu karşılanması gibi beklenmedik olumsuzluklara sebebiyet vermesi de ihtimaller arasında yer almaktadır..
https://www.instagram.com/creodive/
https://www.youtube.com/channel/UC2_Ec35UlV4Ok_tBWEO5K6A
https://www.facebook.com/creodive/
https://www.linkedin.com/company/creodive/
